1) Bundan böyle kesinlikle bir AKP iktidarından ya da AKP hükümetinden söz etmek mümkün değil. Artık tamamen başka bir şeye dönüştüler. Bilemem belki "çete" demek ağır olur ama artık bir "örgüttür", o kadar. Başka bir şey değil.
2) Yasa gerekiyor, milletvekilleri hemen bir "nokta atışı" ile duruma özgü bir yasa yapıyorlar. İnternette kendileri ile ilgili bir şeyler mi yayınlanıyor, hemen bir torba yasaya bir iki madde ekliyorlar. Hâkimleri tasfiye etmek ya da korkutmak mı gerekiyor, hemen bir kaç maddelik bir yasa değişikliği.
Ayakkabı kutularını, telefon konuşmalarını, rezil konuşmaları, "oğlum paraları sıfırla" ya da "oğlum kasada kaç para var" türünde konuşmaları yok etmek mi gerekiyor, hemen bir kaç maddelik bir yasa.
Rıza Zarrab aleyhindeki kanıtları ve el koyma kararlarını kaldırmak mı gerekiyor, hemen bir iki maddelik bir yasa.
3) Bu arada ne kadar yargıç, memur, emniyet görevlisi, savcı varsa, hepsini saf dışı bırak, oradan oraya sür.
Gerekçe de aynen daha önce kullandıkları ile aynısı; darbe yapıyorlardı, paralel yapı, çete.
Nasıl olsa gazeteci, akademisyen görünümlü kralın soytarıları da yine aynı işlevi görmeye devam ediyorlar.
4) Böylece tamamı ile kendilerini kurtarmaya, iktidarı devam ettirmeye odaklanmış, bunun için gençleri öldürmek gerekse bile çekinmeyen bir "örgüt".
Çünkü bir devletin muhakkak bir hukuku vardır. Kötü ve yetersiz bile olsa, bir hukuku vardır. O hukukla bağlıdır. Tamamen kendine yontan, tek amacı Başbakanlarını ve kendilerini kurtarmak olan bir örgütlenmeye ise, hukuku olmadığı için, ancak "örgüt" adı verilir. Dediğim gibi çete demek belki biraz ağır kaçacağı için.
5) Bu örgütün son marifetini dün gördünüz. Neredeyse iki aydır sakladıkları fezlekeler dün Meclis'e geldi. O dört nakan hakkındaki fezlekeler. Ve bu fezlekeleri okumaktan kaçındılar.
Önce gizli dediler. "Yahu Milletvekilleri belki ceza soruşturması önergesi verecek, yani bir anlamda savcılık görevini yapacak, savcıdan gizlenen fezleke mi olurmuş" dedik. "Olur olur" dediler.
Sonra TBMM Başkanı'na sorduk, "neden fezlekeleri beklettiniz, TBMM'nin tatile girmesini beklediniz" dedik.
Yanıt verdi; "fezlekeler ve ekleri çok fazla idi. Bunların tümünün okunması, tasnif edilmesi çok zaman aldı" dedi.
6) Dikkat edin fezlekelerin içeriğini bürokratlar okumuşlar. Pekiyi hani gizlilik vardı. Tabii demek istedikleri çok açık. Bu gizlilik milletvekilleri için yani muhalefet için. Bizler yani muhalefet öğrenirse, sizlere anlatırız. Millet duyar. "Bana ne, ben RTE'nin gözünün kılıyım" diyenler bile duyacak. Belki neler oluyor diyecekler?
Hukuk emrediyormuş, Anayasa'nın 100. Maddesi, İçtüzüğün 107. Maddesi, bugüne kadar ki tüm uygulamalar zorunlu kılıyormuş. Ne gam.
7) Ama bu "örgütün" bir özelliği de var. Bunlar hem örgüt, hem de "deve kuşu gibi kafasını gömüp, görünmüyorum zanneden" bir örgüt.
Deve kuşu ile tek farkları var. Deve kuşu kafasını kuma gömer, bunlar kafalarını birilerinin pisliğine gömdüler.
8) Neden mi? Tezkereyi kimse duymasın, kimse neler yapıldığını anlamasın, kimse o konuşmaları, o telefon tapelerini, o fotoğrafları duymasın, görmesin istiyorlar. Bu nedenle geçiştirmek istiyorlar.
Ama boğuntuya getirmek isteseler bile, şu kadarını bile olsa, okumak zorunda kaldılar. "Erdoğan Bayraktar hakkında, Muammer Güler hakkında, zafer Çağlayan hakkında, Egemen Bağış hakkında, KAÇAKÇILIK, birden çok kez RÜŞVET ALMAK, resmi belgede SAHTECİLİK, NÜFUZ TİCARETİ, görevi kötüye kullanmak suçlarından, İstanbul Başsavcılığının fezlekesi gelmiştir. Yüce heyetin bilgisine sunulur".
Şimdi saklamak isterken ortaya çıkan sonuca bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanları, kaçakçılık suçu ile suçlanıyorlar.
Bu Bakanlar, resmi belgede sahtecilik suçu ile suçlanıyorlar.
Bu Bakanlar, rüşvet almak suçu ile suçlanıyorlar. Hem de sıkı durun birden çok kez rüşvet almak (Çağlayan, Güler ve Bağış) ile.
Dedim ya bunlar hem örgüt, hem deve kuşu. Çünkü hem haklarında bu suçları işledikleri için fezleke düzenleniyor. Hem de bunlar, "bu fezlekeleri nasıl olsa tamamı ile okumadık. Kimse duymadı, işitmedi. Bir şey yapmamış sayılırız" sanıyorlar.
İşte ciddi devletlerle, dürüst siyasetçilerle, hukuka saygılı Bakanlarla, deve kuşu görünümlü örgüt arasındaki en önemli farklardan biri de bu olsa gerek.
Süheyl Batum
Odatv.com
0 yorum:
Yorum Gönder